SİGORTAMEDYA ÖZEL
Gün geçtikçe etkisini artıran iklim değişikliği önemli bir tehdit olarak karşımızda. İklim değişikliğine bağlı olarak artan doğa olaylarına karşı ticari işletmelerin ve bireylerin en büyük güvencesi ise parametrik sigortalar… Son dönemde daha fazla talep görmeye başlayan parametrik sigortalar, sigortalıların hava koşullarına bağlı olarak maruz kalacağı risklere karşı teminat sağlama ihtiyacından doğmuş bir ürün olarak dikkat çekiyor. Hava olaylarının şiddeti her geçen gün arttığı için, yıllık toplam yağış miktarı, yıllık ortalama sıcaklık ve ekstrem hava olayları gibi parametreler belirlenerek sigortalılara bu doğrultuda ürünler sunuluyor. Parametrik ürünler, sabit kıymet bedel ağırlığından ziyade, satın alınan limit ve belirlenen ödeme yapısına bağlı olarak sigortalı bütçesine uygun, özel olarak tasarlanmış poliçeler olarak dikkat çekiyor.
IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, iklim değişikliğinin sigorta sektöründeki risk modellemelerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu kıldığını belirterek, “Parametrik sigortalar belirli hava olayları gerçekleştiğinde doğrudan ödeme yapılmasına olanak tanıyarak, süreçleri hızlandırmakta ve risk yönetimini daha pratik hale getirmektedir” diye konuştu.
Murat Çiftçi, son 10 yıllık dönemde risk sıralamalarının, küresel ve bölgesel dinamiklere bağlı olarak belirgin değişiklikler gösterdiğini belirtti. Çiftçi, “Bununla birlikte, bazı riskler sürekli olarak öne çıkarken, bazıları da etkilerini artırarak listeye yükselmiştir. İklim değişikliği, sadece sigorta sektörü değil, tüm ekonomi üzerinde ciddi bir tehdit haline geldi. 2024 yılı itibarıyla sigortalı kayıplar beşinci kez üst üste 100 milyar doları aştı ve bu trend giderek hızlanıyor. Kasırgalar, seller ve şiddetli fırtınalar gibi doğal afetler; özellikle ABD, Avrupa ve Orta Doğu’da büyük sigortalı kayıplara neden olmaktadır. Örneğin, Helene ve Milton kasırgalarının toplam maliyeti 50 milyar doları buldu” diye konuştu. Çiftçi, 2025 yılında parametrik sigorta çözümleri ve afet bonoları gibi yenilikçi finansal araçlarla sigortalıları risklere karşı hazırlamaya devam edeceklerini açıkladı.
Bu sigorta türü, farklı tetikleyici olaylar sonucunda oluşabilecek finansal riskleri güvence altına alır ve risk yönetimini iyileştirir. Bu sebeple parametrik sigortalar belirli bir sektörle sınırlı olmayıp, başta seyahat, turizm, tarım, perakende, yenilenebilir enerji ve inşaat olmak üzere birçok sektörde kullanılabiliyor.
AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, şirket olarak parametrik sigorta ürünleri için hazırlık yaptıklarını söyledi. Bu tür sigortaların pratik finansal destek sağlayan çözüm sunduğunu ve dünyada da yaygınlaştığını belirten Ölken, şöyle devam etti: “Müşterilerimize, onları iklim değişikliği risklerine karşı teminat altına alan ürünler sunarken, kurumsal müşterilerimizi sürdürülebilir iş pratiklerine teşvik edecek uygulamalar yapıyoruz. Örneğin, iklim değişikliğinin günlük hayattaki etkilerine karşı koruma sağlamak adına müşterilerimize parametrik sigorta ürünlerini sunuyoruz. Bu ürünle turizm, enerji, havacılık, inşaat gibi iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine en fazla maruz kalan sektörleri koruma altına alıyoruz. Bireyler ve kurumlar için iklim değişikliği riskleriyle ilgili sigorta farkındalığı yaratırken, aynı zamanda gezegenimizin geleceği konusunda sosyal farkındalık yaratmaya da çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Parametrik sigorta ürünlerinin bireylere ve şirketlere yönelik önemli avantajlar sunduğuna dikkat çeken Howden Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Bölge CEO’su Atınç Yılmaz, önümüzdeki süreçte daha çeşitli parametrik sigorta ürünlerinin piyasaya sunulabileceğini belirtti. Yılmaz, şöyle devam etti: “Değişen dünya risklerine paralel olarak sektörümüz, sigortalanabilir risk çözümleri geliştirmekte ve global değişime uyum sağlayabilmektedir. Bir risk konusunun parametrik sigorta ürünü olarak tasarlanabilmesinin temelinde, ölçülebilir bir olayın olması beklenmektedir” dedi. İklim kriziyle ilişkili finansal risklerin yönetilmesi konusunda ezber bozan bir potansiyele sahip olan parametrik sigortalar giderek daha fazla yaygınlaştığına dikkat çeken Atınç Yılmaz, “Özellikle global bir örnek olarak tarihinin en şiddetli deprem sarsıntılarından biri olarak kayıtlara geçen 2023 yılı 6 Şubat depremi sonrasında ilginin hızla arttığını gözlemliyoruz diyebiliriz. Howden Türkiye olarak ise uzun süredir çeşitli sektörlerdeki müşteri gruplarına ve iş ortaklarına parametrik sigortalar konusunda hizmet veriyoruz. Ayrıca belirli dönemlerde düzenlediğimiz workshop toplantılarıyla bu alandaki bilincin artması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Dünyayı en çok tehdit eden gelişmelerden birinin hiç kuşkusuz iklim değişikliği olduğuna dikkat çeken Doğan Sigorta ve Brokerlik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selcen Gür, “Gün geçtikçe etkisini artıran iklim değişikliği ekonomik sistem için de önemli bir tehdit. Sigorta sektörü ise iklim değişikliğinin sonuçlarından en çok etkilenen sektörlerden biri. Bu sebeple sigorta şirketleri hasar durumunda katlanmaları gereken maliyetleri azaltmak için risk analizi ve risk yönetimine daha çok önem vermeye ve etkilerini minimuma indirebilmek için çalışmalarını hızlandırdılar. İklim değişikliğine bağlı parametrik sigortalar ise sigortalıların hava koşullarına bağlı olarak maruz kalacağı risklere karşı teminat sağlama ihtiyacından doğmuş bir ürün. İklim değişikliğine bağlı hava olaylarının şiddeti her geçen gün arttığı için, yıllık toplam yağış miktarı, yıllık ortalama sıcaklık ve ekstrem hava olayları gibi parametreler belirlenerek sigortalılara bu doğrultuda ürünler sunuluyor” dedi. Gür’e göre bu sigorta ürünleri dünyada ilgi görüyor ve giderek çeşitlendiriliyor. “Afet bilimcilerin öngörüsüne göre küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan üç ülkeden biri olan Türkiye’de ise bu ürün yeterince bilinmiyor” diyen Gür, şöyle devam etti: “Afetlerden dolayı yaşanan kayıplara bakacak olursak, son 10 yılda yaşanan afetlerin 1960-70 dönemine kıyasla 3 kat daha fazla olduğunu gözlemliyoruz ki bunun ekonomik kayıp olarak karşılığı da 9 kat daha fazla. Ülkemizdeki risklere baktığımız zaman geçmiş yirmi yılda görmediğimiz hava olayları yaşadığımız malum. Geçmişte doğal afetler nedeniyle ödenen hasarlarımız toplam hasarların yüzde 8’i le 10’u arasındayken artık bu oran yüzde 15’lerin üzerine çıktı. Sırf bu bile bu konuda daha proaktif olmamız gerektiğine dair bir gösterge.”
Hidro-meteorolojik afetlerin arttığı bir dünyada Türkiye’deki sigorta şirketleri de hava olaylarına bağlı sigorta ürünlerini tanıtmak ve geliştirmek durumunda olduğuna vurgu yapan Gür, “Türkiye son birkaç yıldır bu ürünü konuşmaya başladı. Şu ana kadar gelen talepler de daha çok tarım, inşaat, yiyecek-içecek ve enerji sektöründen oldu. Bilinç arttıkça talebin artacağı bir ürün olduğu için bu konudaki tanıtımlara ağırlık vermemiz gerekiyor” dedi.
Parametrik sigorta hava koşullarını parametre olarak alıyor. İçinde bulunduğunuz sektör, en çok hangi hava olayından etkileniyorsa onu parametre olarak alabilirsiniz. Bazı sektörler için yağış miktarı, kar ağırlığı veya dolu, bazı sektörler için kuraklık, bazıları için de havanın ısısı daha belirleyicidir. Eğer enerji üreticisi iseniz, yağmurun az veya çok yağması ya da güneşli gün sayısı sizin parametreniz olabilir. Keza ulaşım sektörü, havaalanları, inşaat sektörü, içecek sektörü, ısıtma-soğutma sektörü, turizm sektörü de hava koşullarından direkt etkilenen sektörlerdir. Misal olarak klima satıyorsanız, hava sıcaklıklarının düşük seyretmesi size kayıp yaşatacaktır. Yaz ayları boyunca(bu 2 ay da olabilir 3 ay da) hava sıcaklıkları ortalaması X derecenin altında olursa şu kadar TL kaybım olur diye bir rakamı sigortacınıza verebilirsiniz. Sigortacınız da ona göre size prim hesaplar. Bağlı olduğunuz meteoroloji istasyonundaki verilere göre sıcaklık o derecenin altında olursa poliçede belirttiğiniz tazminat tutarı size ödenir.
Parametrik sigorta aylık, mevsimlik ya da yıllık periyodlar için yaptırılabilir. Yani siz müşteri olarak geçmiş datalarınızdan yola çıkarak işinizin hava koşullarından hangi oranda etkilendiğine bakıyorsunuz ve sizin için en büyük riski tanımlıyorsunuz. Kuraklık mı, don mu, sel mi, aşırı yağmur mu gibi. Bunun sonucunda artan maliyetlerinizi ve gelir kayıplarınızı tanımlıyorsunuz. Sonrasında bu riskin yaşanacağı bölgeyi ve dönemi belirliyorsunuz. Şu ayda şu kadar günü geçen kuraklık /yağmur/soğuk hava vs. sonucu şu kadar zararım olur diye sigortacınızla birlikte riskinizi tanımlayarak teminatınızı oluşturuyorsunuz. Bu sayede beklenmedik ve aşırı değişken hava koşullarından dolayı yaşayacağınız maliyet artışlarını ve gelir kayıplarını sigortalamış oluyorsunuz.